|
Yönetmen: Gary Ross Yapımcı: Jon Kilik, Nina Jacobson, Suzanne Collins Hikaye: Suzanne Collins Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Liam Hemsworth, Woody Harrelson, Elizabeth Banks, Lenny Kravitz, Stanley Tucci, Donald Sutherland, Willow Shields Sanat Yönetmeni: Tom Stern |
|
|
Senaryo çalışmalarında kitabın yazarı Suzanne Collins'in de bulunması; filmin kitaba sadık, başarılı bir uyarlama olması sonucunda etkili olmuş görünüyor. Ancak; kitaptaki tüm ayrıntıları filmde göremiyoruz, bazı bölümlere ya hiç yer verilmemiş ya da hızlıca geçilmiş. Öykünün akışında bazı karakterlerin tam oturmadığı ve hikayeye dahil edilme sürecinde sıkıntılar yaşandığı görülüyor. Bu sıkıntılar nedeniyle dramatik yapıyı sağlayacak olan aşk üçgeni de sağlam bir şekilde kurulamıyor, yarım bir aşk hikayesi çıkıyor ortaya. Ayrıca; kitapta olayların Katniss'in gözünden anlatılmış olmasına rağmen, filmde Capitol'ün gözünden anlatılmış olmasının, Katniss'in düsüncelerinin tam olarak filme yansıtalamaması sonucunu doğurduğuna yönelik eleştiriler bulunuyor.
Filmin yönetmeni Gary Ross, özellikle filmin başlarında; korkunun esareti altındaki insanların kıtlıkla mücadelesini, zorlu yaşamlarını beyaz perdeye başarılı bir şekilde yansıtarak izleyiciyi kısa sürede filme bağlıyor. Ancak, film aynı tempoda devam edemiyor, özellikle fazla hareketli kamera kullanımı ve hızlı kurgu belli bir müddet sonra baş döndürücü ve yorucu bir etki yaratıyor.
Yönetmen Gary Ross’un “Ben olmasaydım bu film çekilirdi. Ama o olmasaydı çekilemezdi” sözleriyle övdüğü 21 yaşındaki Jennifer Lawrence'ın oyunculuğu dikkat çekiyor. Lawrence; ‘Winter’s Bone / Gerçeğin Parçaları’yla en iyi kadın oyuncu kategorisinde aldığı Oscar adaylığından sonra ‘X-Men: Birinci Sınıf’ta femme - fatale mutant Mystique’in gençliğini canlandırdı, Jodie Foster’ın yıllar sonra yönetmenliğe döndüğü ‘The Beaver’da oynadı.
Jennifer Lawrence'in Vanity Fair’de yayımlanan röportajı:
Oscar adaylığınız için yeniden kutluyorum sizi. O zamandan bu yana durdurak bilmeden çalıştınız. Bu çılgın dönemden sonra biraz durulma fırsatınız oldu mu?
Teşekkürler, öyle bir dönem sonrası insan durulabilir mi bilmiyorum ama bunu yaşayabildiğim için müteşekkirim.
Bu projeye nasıl dahil olduğunuzdan bahsedelim biraz...
Daha seçmelerden haberim yokken kitapları okumuştum. Ve üçlemenin büyük bir hayranıydım. Aslında ilk olarak annem okumuştu, bunun büyük bir rol ve önemli bir hikâye olduğunu düşünmüştü. ‘Gerçeğin Parçaları’ için de aynısını düşünmüştü. Ya bir kâhin olmalı ya da çok iyi bir zevki var. Katniss, inanılmaz bir karakter. Bir avcı ama katil değil. Arenaya zorla sürülen 16 yaşında bir çocuk... Bu çocuklar, ölmemek için birbirlerini öldürmek zorunda. Gereksiz, amaçsız, açıklaması imkânsız bir şiddet bu. Seçmelerde yönetmen Gary Ross’a “Bana bu rolü vermezseniz anlarım. Ama şunu lütfen aklınızdan çıkarmayın: Okuyla birisini vurduktan sonra Katniss’in suratında ‘Ben bir belayım’ ifadesi olmamalı” dedim. Yani Katniss’in herhangi ‘cool’ bir tarafı yok. Arenada sağı solu kolaçan edip ‘Evet, bunu da hakladım’ falan demiyor. Sadece çaresizce etrafına bakınıp ‘Kız kardeşime hayatta kalacağıma dair bir söz verdim ve bu sözü yerine getirmek için başkalarını öldürmeliyim’ diye düşünüyor.
İleride bu filmin de ‘Alacakaranlık’ gibi bir fenomene dönüşmesinden ve bunun hem özel hem de profesyonel yaşamınızı etkilemesinden endişe ediyor musunuz?
Çok da üzerine düşünmemeye çalışıyorum. ‘Açlık Oyunları’ bir ‘Alacakaranlık’ değil. Böyle bir benzetmeyi sık sık duysam da... Görücüye çıkması için sabırsızlanıyorum. Çünkü bence çok önemli bir hikâye. Öyle çılgın bir fenomen haline gelirse de özgürlüğümü şimdiden rafa kaldırsam iyi ederim.
Sizce film, kitabın hayranlarını memnun edecek mi?
Kesinlikle.
Bu projede yaşadığınız en ilginç ve zorlayıcı deneyim neydi?
Sanki bir film çekimindeymiş gibi hissetmemem. Ormanda çekim yaparken o Hollywood parıltısından çok uzaktı her şey.
Serinin ikinci kitabından uyarlanan; Katniss’in liderliğinin pekişeceği ve devrimin doğacağı ikinci film ‘Ateşi Yakalamak’ Kasım'da gösterime giriyor...