EN ÇOK KİTAP ÖDÜNÇ ALAN ÜYELERİMİZ
|
LİSANS ÖĞRENCİSİ AKADEMİK PERSONEL İDARİ PERSONEL |
EN ÇOK MULTİMEDYA ÖDÜNÇ ALAN ÜYELERİMİZ
1. Semih Karabağ
|
|
EN ÇOK ILL (Inter Library Loan) ve BELGE SAĞLAMA HİZMETİNDEN YARARLANAN ÜYELERİMİZ
|
Kitap 1. Zeynep Aktüre 2. Ela Çil 3. Fatma İpek Ek 4. Güldem Özatağan Makale 1. Can Sümer 2. Selin Duruk 3. Ali Kara 4. Uğur Türkan |
BABA VE PİÇ
Yazarı: Elif ŞAFAK Yayınevi: Metis Yayınları Yayın Yeri: İstanbul Yayın Tarihi: 2006 Sayfa Sayısı: 376 s. ISBN: 975-342-553-8 |
Elif Şafak'ın 2006 yılının Mart ayında Metis Yayınları tarafından ilk basımı gerçekleştirilmiş bu romanında; İstanbul-San Francisco arasında, biri Türk diğeri Ermeni asıllı iki aile üzerinden Türk-Ermeni ilişkileri 90 yıllık bir zaman dilimi içerisinde incelenmektedir. Amerika'daki Ermeni diasporası ile Türkiyede'ki Türklerin birbirlerine bakış açıları; Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların tesadüfi ilişkileri anlatılarak Türk-Ermeni ilişkilerine her iki cepheden bakılmıştır. Romanda; Türk-Ermeni sosyal yaşamı irdelenerek, Türk ve Ermeni toplumları arasında var olan ortak his ve düşüncelere de yer verilmiştir.
"Kocanızın izni lazım elbette," diye devam etti sekreter, artık cıvıltılı olmayan sesiyle. "Tabii eğer evliyseniz...?" Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu toplumsal işkenceden keyif alıyor değildi elbette ama içinden bir ses başkalarının fikirlerini ve yargılarını umursamamayı öğütlemişti ona. Ne de olsa fark etmeyecekti sonuç olarak. Son zamanlarda bazı kelimeleri kişisel sözlüğünden çıkarmaya karar vermişti, "utanç" pekâlâ bunlardan biri olabilirdi. Bu kürtaja onay verecek bir koca yoktu ortada. Bu çocuğun bir babası yoktu. Neyse ki kocanın olmayışı formalitelerde bir avantaja dönüştü. Görünüşe göre kimsenin yazılı iznini almasına gerek yoktu. Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul'da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı.”
Kitabın Özeti: Amerikalı genç kadın Rose; ailenin ilk kuşak yaşlıları tehcir sonrasında Türkiye'den ABD'ye göç edip San Francisco'ya yerleşmiş olan Ermeni kökenli bir Amerikalı ile evlidir. Çiftin Armanus adını verdikleri bir kızları olur, ancak Ermeni ailenin aşırı baskı ve müdahalesi sonucu çift kısa sürede boşanır. Rose bu boşanmadan kocasının ailesini sorumlu tutar ve onlardan intikam alma arzusu tutku haline gelir. Ermeni ailenin; Türklere karşı tarihten kaynağını alan büyük kin ve nefret duygularıyla dolu olmasından dolayı, bir Türk ile beraber olmasının en iyi intikam yolu olacağını düşünür. Rose, ABD'de yalnız yaşayan Mustafa adlı bir Türk ile tesadüfen tanışır ve onunla evlenir. Ermeni aile, torunları bir Türk üvey baba tarafından büyütüleceği için evlilik haberiyle çılgına döner. Armanuş zaman zaman anne yanında, zaman zaman babasının aile ortamında yaşayarak, iki ailenin taban tabana zıt görüş ve değer yargıları etkisinde büyür. Amerikalı anne Ermenilerle ilgili olan her şeye karşıdır. Diyasporadaki insanlar ve baba ailesi fanatik biçimde Türk düşmanıdır. Armanuş kendi değer yargılarını ve kişiliğini bulmakta zorlanır. Türkiye'deki Ermeni köklerini nesnel olarak değerlendirmek amacıyla, üvey babasının ailesinin yanına İstanbul'a gider. İstanbul'da üvey babasının ailesi onu büyük bir sevgi ve ilgiyle karşılar. Aile yaşlı bir anne ve dul kalmış ya da hiç evlenmemiş yetişkin dört kız kardeşten oluşur. Kardeşlerden birinin Asya adlı kızı da Armanuş'la yaşıttır. Armanuş, Ermeni olduğunu söylediği zaman kendisine büyük tepki duymalarını bekler. Ama aile bunu hiç de önemsemez, çok doğal karşılarlar. Onlara büyük ninelerinin, dedesinin ve diğer Ermenilerin tehcir sırasında başına geldiğini düşündüğü trajik olayları anlatır. Gene herkes dikkatle dinler, hatta üzülür ama hiçbirinden bir tepki gelmez. Armanuş İstanbul'da bulunduğu kısa süre içinde Ermenilerin tehcir olayını çok dramatik şekillerde ve her fırsatta gündeme getirir. Asya ve Armanuş birlikte Istanbul'u dolaşır, aralarında hoş bir arkadaşlık ilişkisi gelişir.
Şekerşerbet Hanım: "İnsan taifesinin geçmişlerini öğrenmeleri gerçekten hayırlı bir şey mi? Beşer ki kolay kolay tatmin olmaz, ya sonra daha fazlasını bilmek ister ise? Ve daha, daha? Nereye kadar?"
Zeliha Teyze: "Matem de bekâret gibidir, öyle her önüne gelene verilmez, hak edene saklamak gerek."
Banu Teyze: "Cinimi omzumdan indirmiyorum Asyacım, çünkü insanın hayatında öyle anlar gelir ki iyilik de yetmez iyiler de. Kötülerin yardımına ihtiyaç duyuverirsin."
Dikran Dayı: "O masum kuzu ilerde ne söyleyecek arkadaşlarına? Babamın ismi Barsam Çakmakçıyan, büyük dayımın ismi Dikran İstanbuliyan, benim adım Armanuş Çakmakçıyan, bütün soyağacım Filanca Falancıyan... Amma velakin Mustafa adında bir Türk tarafından büyütüldüğüm için köklerime ihanet etmeyi öğrendim...”
Nihilizm Manifestosu'ndan: “İnsanların ezici çoğunluğu asla düşünmez, düşünenler de olsa ezici çoğunluk olmaz. Ayrımı gör! Tarafını seç!”
Nüfus Memuru: “Madem öyle, münasip gördüğünüz ilk isme de saygıda kusur etmeden ufak bir değişiklik yapalım. Levon'a yakın bir isim gene ama bariz surette müslüman olsun. Levent nasıl mesela?”
Geçmiş bilincini beraberinde taşımak mı yoksa kederli bir geçmişi tamamen unutmak mı daha doğruyu sorgulatan Baba ve Piç; erkeklerin ani ve açıklamasız ölüverdiği, geriye hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının hikâyesi. Anneannelerin, ciciannelerin, teyzelerin hafızalarıyla can bulan akıcı bir anlatım, özgün bir konuya sahip.
YAZARI HAKKINDA
ELİF ŞAFAK Kitapları http://tr.wikipedia.org/wiki/Elif_ |
Elif Şafak (d. 25 Ekim 1971, Strasburg) Türk romancı. İlk romanının yayımladığı 1997'den beri peşpeşe eserler vermekte olan ve geniş bir okur kesimince tanınan sanatçı, 2009'da yayımlanan Aşk adlı romanı ile Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı ünvanına sahip olmuştur. |
I AM LEGEND / BEN EFSANEYİM
|
Konusu: Film ünlü Norveç asıllı Amerika 'lı bilim kurgu ve korku yazarı Richard Matheson (d.1926) 'un 1954 yılında yazdığı romanı "I Am Legend" (Ben Efsaneyim)' den uyarlanmıştır. Roman Türkiye’de ilk kez 1972 yılında Milliyet Yayınları Kara Dizi serisinden "Hepimiz Vampiriz" adı ile çıkmıştı. Daha sonra başka yayınevleri orijinal adı ile de kitabın farklı baskılarını yaptılar.
Francis Lawrence'ın yönettiği ve başrolünde Will Smith'in yer aldığı 2007 ABD yapımı post apokaliptik bilim kurgu-korku filmi olan Ben Efsaneyim’de; Smith, yeryüzünde insan yapımı virüsten etkilenmeden, hayatta kalan tek insan olduğunu düşünen askeri bir viroloğu canlandırmaktadır.
Robert Neville çok başarılı bir bilim adamıdır, ama o bile tedavi edilemeyen, insan yapımı o korkunç virüsü kontrol altına alamamıştır. Her nasılsa virüse bağışıklık gösteren Neville, New York şehrinden, hatta belki dünyadan arta kalan yerde; üç yıl boyunca inancını yitirmeden her gün telsiz mesajı göndererek, umutsuz bir şekilde, hayatta kalmış başka insanlar bulmaya çalışır.
“Benim adım Robert Neville. New York şehrinde hayatta kalan biriyim. Sesimi duyan biri varsa… herhangi biri. Lütfen. Yalnız değilsin”.
Herhangi bir canlıya rastlayamayan Neville aslında yalnız değildir ve her hareketi izlenmektedir. Salgından sağ kurtulan eski insan-yeni mutantlar Neville'in ölümcül bir hataya düşmesini beklemektedirler.
Belki de insanoğlunun son ve en iyi umudu olan Neville’i ayakta tutan tek şey kendine düşen görevi yerine getirme arzusudur: Kendi kanını kullanarak virüsün etkilerini tersine çevirecek bir tedavi bulmak. Ama karşısındakilere karşı sayıca çok olduğunu bilmektedir...Ve zamanı da hızla tükenmektedir.
Filmin diğer versiyonları:
"I Am Legend" romanı şimdiye kadar 3 kez sinemaya aktarılmıştır:
-Roman ilk kez 1964 yılında Ubaldo Ragona tarafından “The Last Man on Earth” adı ile sinemaya aktarılmıştır. Vincent Price'ın başrolü oynadığı bu ilk uyarlama, üç filmden en düşük bütçe ile çevrilmiş olanıdır ve en zayıfı olarak nitelendirilmektedir.
-1971 yılında Boris Sagal tarafından Tek Adam “The Omega Man” adıyla tekrar sinemaya uyarlanmıştır. Filmin oyuncuları: Charlton Heston, Anthony Zerbe ve Rosalind Cash.
-2007 yılında çevrilen, Will Smith 'in başrolünü oynadığı Francis Lawrence'ın “I am Legend” filmi ile de roman üçüncü kez beyazperdeye taşınmış oldu.
ÜYELERİMİZİN FİLM HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Film esasında bir sinema izleyicisini tatmin edecek düzeyde. Başrolde Will Smith, daha önce işlenmiş fakat yeniliklere açık bir hikaye, başrol oyuncusunun dramatik geçmişi gayet hoş işlenmiş. Fakat daha önce bu filmin esinlendiği kitabı okuduğum için film bende hayal kırıklığı yarattı. Kitaptaki karakter, filmdekinden daha filozof, daha oturaklıdır. Kitap, zombi olarak değil, vampir olarak tanımlar virüslüleri. Kitabın sonlarında karakter, yeni bir canlı biçimi oluştuğunu, ve bu canlı biçimi için kendisinin bir tehdit olduğunu anlar. Efsane olması da bu yüzdendir. Film sonunda bunlar işlense hoş olurdu. Yine de iyi bir seyirlik…
Marcel Balcık
Kimya Mühendisliği Bölümü Öğrencisi