Şeker Portakalı – José Mauro de Vasconcelos Beş yaşındaki Zeze, yaramazlığı ve hayal gücü ile dikkat çeken fakir bir çocuktur. Yeni taşındığı evin bahçesindeki şeker portakalı fidanı, Zeze için gerçek bir arkadaş olur; ona gün boyu hayallerini ve başından geçenleri anlatır. Zeze, hem sokaklarda yaramazlık yapar hem de okulda çalışkan ve duygusal bir çocuktur. Babası yoksul, evde disiplin serttir; Zeze, yaşadığı şiddet ve acılara rağmen kalbini kırmadan hayata tutunmaya çalışır. Hayatındaki dönüm noktası, Portekizli Manuel Valaderes ile kurduğu baba-oğul gibi bir dostluktur. Bu ilişki Zeze’ye sevgi, güven ve umut verir. Ancak Manuel’in ölümü ve şeker portakalı fidanının kesileceği haberleri, Zeze’nin çocukluk neşesini yerle bir eder. Yine de Zeze, hayal gücü ve dayanıklılığı sayesinde yaşama tutunur; fakat çocukluğunun masumiyeti artık kaybolmuştur.
|
---|
Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley (1932)
Aldous Huxley’in en bilinen eseri olan Cesur Yeni Dünya, edebiyat tarihinin en çarpıcı distopyalarından biridir.
Toplumun tanrısı Ford’dur; hazcılığın merkezinde ise rastgele cinsellik ve her derde deva uyuşturucu soma vardır. İnsanlık, özgürlükten ve bireysel değerlerden vazgeçerek “mükemmel” bir dünyaya mahkûm edilmiştir. ✨ Huxley, bu romanında modern uygarlığın “ütopya” diye sunduğu düzenin aslında insan ruhunu yok eden bir distopya olabileceğini gösterir. https://catalog.iyte.edu.tr/client/tr_TR/default_tr/search/results?qu=Cesur+Yeni+D%C3%BCnya.&te=ILS
|
Aşk – Elif Şafak Mart 2009’da yayımlanan Aşk, Elif Şafak’ın en çok ses getiren romanlarından biridir. Kitap, daha ilk sayfasında şu cümleyle okuru karşılar: “Ya ortasındasındır aşkın, merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde...” Roman iki farklı zaman ve mekânda geçen paralel hikâyeyi işler: Günümüz Amerika’sında, hayatı rutinlere sıkışmış Ella Rubinstein’ın hikâyesi. 13.yüzyılda, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ile derviş Şems-i Tebrîzî’nin karşılaşması ve bu dostluğun dünyayı değiştiren aşk anlayışı. Ella, eline geçen bir dosyada Şems ile Mevlânâ’nın hikâyesini okudukça kendi yaşamını sorgulamaya başlar. “Aşk”ın yalnızca iki kişi arasında değil, aynı zamanda ilahi bir boyutu olduğunu keşfeder. ✨ Roman, aşkın dünyevi ve tasavvufi yönünü bir araya getirerek hem kalbe hem zihne hitap eden bir yolculuğa çıkarır. |
Kütüphanedeki ceset Sabah saat yedide uyanan Bantry'ler kütüphanelerinde genç bir kadın cesediyle karşılaşırlar. Şık gece elbiseli kadının makyajı yüzüne gözüne bulaşmıştır. Peki bu kadın kimdi? Buraya nasıl gelmişti? Daha sonra terk edilmiş taşocağında bulunacak yanmış genç kız cesediyle bir bağlantısı var mıydı? Saygıdeğer Bantry'ler, dedikodular başlamadan bu esrarengiz olayı aydınlatması için Bayan Marple'ı davet ederler. |
Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck (1937) Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck (1937) Zeki ama yoksul George ile iri yapılı, güçlü fakat akli dengesi bozuk Lennie, Kaliforniya’da çiftlik çiftlik dolaşarak iş arayan göçmen işçilerdir. Hayalleri, bir gün kendi küçük çiftliklerini kurmak ve özgürce yaşayabilmektir. Lennie’nin en büyük arzusu ise orada tavşanlara bakabilmektir. Ancak Lennie’nin masum ama tehlikeli takıntıları, peş peşe felaketlere yol açar. Önce Weed kasabasından bir “yanlış anlama” yüzünden kaçmak zorunda kalırlar. Ardından yeni çiftlikte, patronun karısının saçına dokunmak istemesiyle işler trajik bir sona sürüklenir: Kadın ölür, öfkeli kalabalık Lennie’yi linç etmeye hazırlanır. George, dostunu acımasız bir sondan kurtarmak için en ağır kararı verir: Ona son kez hayallerindeki çiftliği anlatarak sakinleştirir ve kendi elleriyle öldürür. ✨ Steinbeck’in bu unutulmaz eseri, hayallerin kırılganlığı, dostluğun ağırlığı ve insan doğasının acımasızlığı üzerine güçlü bir sorgulamadır.
|
Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali (1943) Roman, içine kapanık ve melankolik Raif Efendi ile özgür ruhlu, sanatçı Maria Puder arasındaki platonik ama derin aşkı anlatır. Raif Efendi, genç yaşında Berlin’e gider ve bir sanat galerisinde Maria’nın portresini görür. Tabloya hayranlık duyan Raif, kısa sürede Maria ile tanışır ve aralarında unutulmaz bir dostluk ve aşk başlar. Maria özgür ve dominant bir karakterdir; Raif ise naif, içine kapanık ve hayatta çoğu zaman başkalarının isteklerine boyun eğen biridir. İkili, birlikte rüya gibi günler geçirir. Ancak Raif’in babasının ölümü üzerine Türkiye’ye dönmesi ve Maria ile mektuplaşmalarının kesilmesi, ikisinin arasındaki bağı zorlar. Raif, hayatını sevmediği bir kadınla evlenerek sürdürür. Yıllar sonra Maria’nın doğum sırasında öldüğünü ve on yıl önce Raif’ten bir kızı olduğunu öğrenir. Roman, kaybolan aşklar, melankoli ve insan ruhunun yalnızlığı üzerine derin bir hikâye sunar. Raif Efendi’nin defterinde tuttuğu anılar, onun dünyasını ve Maria’ya duyduğu aşkı ölümsüzleştirir. |
Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger (1951) Roman, ergenlik isyanının simgesi Holden Caulfield’ın üç günlük hikâyesini anlatır. Pencey Prep okulundan kovulan Holden, ailesiyle yüzleşmemek için New York’a kaçar ve burada çevresindeki insanların sahte ve yapmacık olduğunu düşündüğü bir dünyada gezinir. Holden, eski arkadaşları ve kızlarla karşılaşır, başına komik ve trajik olaylar gelir; ancak en güvenilir bağını küçük kız kardeşi Phoebe ile kurar. Holden, onunla vakit geçirirken hem hayatın masumiyetini hem de kendi yalnızlığını fark eder. Roman, kaygı, yabancılaşma, masumiyetin kaybı ve ergenlik bunalımı üzerine derin bir içsel yolculuktur. Holden, hikâyeyi anlattıktan sonra psikiyatrik destek almakta ve hayatına yeniden yön vermeye hazırlanmaktadır. |
Hayvan Çiftliği – George Orwell (1945) Bir grup çiftlik hayvanı, insan sahibi Bay Jones’a karşı ayaklanır ve kendi yönetimlerini kurar. Başlangıçta eşitlik ve özgürlük vaat eden devrim, zamanla domuzların liderliğinde yozlaşır. Domuz Napolyon, eski sahibinden daha baskıcı bir rejim kurar, diğer hayvanları manipüle eder ve devrimin ilk ideallerini unutturur. Roman, Stalinizm ve totalitarizm eleştirisi olarak yazılmıştır ve her karakter tarihî figürleri temsil eder:
Orwell, bu fabl tarzındaki hiciv ile iktidarın yozlaşmasını, totaliter rejimlerin doğasını ve toplumdaki sürü psikolojisini gözler önüne serer. |
Uçurtma Avcısı – Khaled Hosseini (2003) Roman, Afganistan’ın Kâbil kentinde yetişen Emir ve süt kardeşi Hasan arasındaki dostluk ve ihanet hikâyesini anlatır. Emir, çocukken Hasan’a yaptığı ihanetten yıllar sonra büyük bir vicdan azabı çeker. Hikâye, Afganistan’daki monarşinin çöküşü, Sovyet işgali, göçler ve Taliban dönemi gibi tarihi olaylarla örülüdür. Emir, ailesiyle birlikte ABD’ye yerleşir ama geçmişin yükünden kurtulamaz. Yıllar sonra eski dostunun oğlu Sohrab’ı kurtarmak için Afganistan’a döner ve geçmişteki hatalarını telafi etme şansı bulur. Roman, dostluk, ihanet, vicdan, bağışlama ve kurtuluş temalarını işler. Son sahnede Emir, Hasan’ın mirası olan uçurtma geleneğini Sohrab ile yaşatarak hikâyeyi tamamlar; geçmişin acısını çocukça bir neşe ile iyileştirir. |
Aşkımız Eski Bir Roman – Başkomser Nevzat Serisi İstanbul’da karmaşık cinayetleri çözen Başkomser Nevzat, insan ruhunun derinliklerine inerken adalet ve vicdan arasındaki ince çizgide yürür. Overlokçu bir kızın cinayetinden, Rus bilim insanının gizemli kayboluşuna kadar uzanan olaylarda, görünürde açık olan hakikatler aslında derinlerde gizlidir. Nevzat, sadece aklı ve deneyimiyle değil, yaralı yüreğiyle de gerçeği ortaya çıkarır. Roman, cinayet, gizem, aşk ve insan ruhunun karanlık yönleri üzerine sürükleyici bir polisiye serüven sunar. |